Depresyon

Yılda 10-14 milyon insanı etkileyen, Türkiye de sık rastlanan bir hastalıktır.   Depresyonun başlıca belirtileri şunlardır;   1)En az 2 hafta süren üzüntülü sıkıntılı yada anlamsız ruh hali.   2)Önceden hoşlanılan bir çok faaliyetten zevk alamamak, ya da bu faaliyetlere olan ilgiyi kaybetmek.   Bunlara ek olarak aşağıdaki belirtilerin çoğu ya da hepsi görülmektedir:   Değersizlik, umutsuzluk ve suçluluk duygusu.   Dikkatini bir noktada toplamada ya da karar vermede zorluk çekmek.   Uyku düzeninde değişiklik olması(uykusuzluk ya da aşırı uyuma gibi).   Kiloda ya da iştahta belirgin değişiklik olması.   Devamını Oku …

Şizofreni

Nedeni tam olarak açıklanamayan, genelde gençlik yıllarında başlayan süreğen bir bozukluktur. Algıda, düşüncede ve davranışlarda anormallik olur.Gerçeği değerlendirme bozuktur. İnsan ilişkilerinde genel olarak var olan içe dönüklük, hastalık ortaya çıkınca tavan yapar.   Arkadaşı yoktur, sosyal hayat biter ve kişi kurduğu anormal dünyada kendi başına yaşar. Genelde ailesine ve en yakınlarına karşı düşmanca duygular besler.   Kendi kendine konuşur, güler. Kulağına emir veren sesler gelir. Televizyondan etkilenebilir, kendisi ile alakalı yayınlar yapıldığını düşünebilir. Gerçekte olmayan görüntüler görür ve bunlara inanır. İnsanların kendisine zarar vereceğini düşündüğünden kendini korumaya alır ve özellikle Devamını Oku …

Bipolar Bozukluk

Bir zamanlar psikoz manik_depressif (PMD) olarak da bilinirdi. Türkçe adı ise iki uçlu duygu durum bozukluğudur. Hastalık dönem dönem gelir ve birbiriyle zıt klinik özellikler gösterir.   Manik Dönem; Kişide enerji, aktivite ve duygudurum alanlarında artış vardır. Manik veya onun bir alt kademesi hipomanide enerji artışı, aşırı zihinsel aktiflik ve hareketlerinde artış vardır.Uykuya gereksinim azalır. Daha bakımlı, süslü, dikkat çekici ve abartılıdırlar. Çok konuşurlar, çoğu kez adeta karşısındakine fırsat vermeme derecesinde konuşkandır. En temel çekirdek belirtilerden ikisi, zevk verici etkinlilere yönelmede ve özgüven de artışdır. Cinsel istek ve arzularda abartı Devamını Oku …

Yeme Bozuklukları

Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve başka türlü adlandırılamayan atipik yeme bozukluğu olarak üçe ayrılır. Anoreksiya nervoza olanların %25 i hayatını kaybetmektedir. Genetik bünyesel, psikolojik bir yatkınlık söz konusu olup aile ve sosyal çevrelerinde hazırlayıcı rolü vardır.   Anoreksiya nevroza:   Genellikle ergenlik yaşlarında kızlarda başlayan, kendisini şişman hissedip diyet yaparak ileri derecede zayıflama, beden ağırlığı ve biçimi ile aşırı zihinsel uğraşı, kilo almaktan aşırı korku, zayıf olmayı şiddetle arzulama ve kadınlarda adet görmeme ile seyreden bir yeme bozukluğudur.   Anoreksiya Nervoza seyrek görülür,ergenlik dönemindeki kızlar ve genç kadınlar yüksek risk Devamını Oku …

Panik Bozukluk

Her hangi bir dış uyaran olmaksızın ve bir ön belirti vermeden kısa süreli tekrarlayıcı, yoğun korku nöbetleri yada kötü bir şey olacakmış hissi görülmektedir.   Panik Atak denilen bu nöbetler kalp çarpıntısı, solunum zorluğu, baş dönmesi, ellerde ayaklarda karıncalanma hissi gibi çok sayıda fiziksel belirtiyi içermektedir. Dolayısıyla kişi kalp krizi geçirmekten, kör olmaktan, nefessiz kalıp ölmekten, felç olmaktan, çıldırıp akıl hastası olmaktan vb. korkarlar. Aslında bedenlerinde fizyolojik olarak hiçbir şey yoktur, ama resmen ölüm korkusu yaşarlar.   Doktor doktor dolaşırlar, çok fazla diğer hekimlerce sömürülürler. Bedenlerindeki en ufak durumu büyük Devamını Oku …

Obsessif Kompülsif Bozukluk (OKB)

Sık görülen bir sıkıntı hastalığıdır. Hastalığa adını iki ana belirtisi vermektedir. Obsesyonlar(saplantı) ve kompülsiyonlar(zorlantı).   Obsesyonlar insanın içinden gelen ancak kontrol edilemediği görülen, istenmeyen düşünceler, dürtüler ya da hayallerdir. Süreklilik gösterdiğinden büyük sıkıntı yaratırlar.   Kompülsiyonlar obsesyonun neden olduğu sıkıntıyı gidermek amacıyla hastanın yaptığı hareket ve eylemlerdir.   OKB li bir kişide sık görülen bir obsesyon mikrop kapma ve hasta olma kaygısı ise kişi, sıkıntıyı gidermek için kişi sık sık duşa girip veya ellerini yıkayarak  temizlenmeye çalışacaktır. Hastanın zihninde bu tarz hareketler tören yapar gibi sektirmeden gerçekleştirilmelidir. Yoksa kişi huzursuz Devamını Oku …

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB)

Patronla konuşmak, biriyle dışarıda yemeğe çıkmak, konferans vermek, yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal ya da hareketli ortamlardan aşırı ve ısrarcı bir şekilde korkmaktır.   Normal utangaçlığın aksine, hastalar kendilerini sıkıntıya sokacak ya da küçük düşürecek bir şey yapmak ya da söylemek korkusuyla hasta olurlar.   Bu hastalığın başlıca belirtileri şunlardır;   Hastanın diğer insanların bakışına maruz kalıp değerlendirileceği sosyal ya da hareketli ortamlarda bulunmaktan aşırı korkmak.   Korkulan ortamlardan ya uzak kalınması ya da panik atak şeklinde ortaya çıkabilen yoğun sıkıntı hissetmek.   Kalp çarpıntısı, titreme, kas gerilmesi, mide kaynaması, Devamını Oku …

Cinsel Bozukluklar

Çok sık rastlanır. Kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın her üç kişinin en az birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığı düşünülmektedir.Esas olarak üç gruptur.   1)Cinsel işlev bozuklukları                                                                                     2)Parafililer(cinsel sapkınlıklar) 3)Cinsel kimlik bozuklukları(transseksüalite).   Cinsel işlev bozuklukları kadınlarda; cinsel istek azlığı,cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma ve orgazm bozukluğu, ,vajinusmus ve ağrılı cinsel birleşme sorunlarından oluşur.   Erkeklerde ise cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu sertleşme bozukluğu,erken boşalma ve diğer boşalma bozuklukları ile ağrılı cinsel birleşme sorunlarından oluşmaktadır.   Cinsel işlev bozukluklarının hem bedensel(organik) hem de Devamını Oku …