Yaşadığımız sürece bulunduğumuz her ortamda çeşitli arkadaşlık ilişkileri kurarız, okulumuzda, mahallemizde veya iş yerimizde birçok arkadaşımız olur. Ancak bu arkadaşlıkların çoğu aynı ortamda bulunduğumuz süre zarfında devam eder, okul bitince, başka bir muhite taşınınca veya iş değiştirince o arkadaşlarımızla ya hiç görüşmeyiz ya da belirli zamanlarda bir araya geliriz. Bu arkadaşlıklardan sadece az sayıda olanı devamlılık gösterir, zaman ve mekan anlamında ayrılıklar yaşansa da ilişkimize bir şey olmaz, tekrar bir araya gelindiğinde aynı tanışıklıkla, aynı tatla devam eder ilişkimiz. Bu şekilde uzun süre devam eden ve karşılıklı olarak bir şeyler aldığımıza inandığımız ilişkiler tabi ki arkadaşlık olmaktan çıkıp “dostluk” boyutuna taşınmış ilişkilerdir. Ve dostlarımızın sayısı arkadaşlarımızın sayısından her zaman daha azdır. Çünkü böyle bir ilişkiye girebileceğimiz kişiyi bulmak da bu şekilde bir ilişkiyi taşıyabilecek biri olmak da o kadar kolay değildir. Evleneceğimiz kişiyi seçmek de kendimize bir dost seçmek kadar zordur ve o oranda da dikkat ister. Gerçekten de evlilik insan hayatının dönüm noktalarından biridir hatta neredeyse en önemlisidir. Çünkü evlilik kararıyla hayatımızın bundan sonrasını paylaşacağımız eşimizi yani hayat arkadaşımızı seçeriz ve ondan sonra da eşimizle birlikte algılanmaya, her ikimizdeki olumlu ve olumsuz özelliklerle değerlendirilmeye başlarız. Yani tek kişilik bir hayattan iki kişilik bir gruba geçiş yaparız. Nasıl dahil olduğumuz grup insanların bizim hakkımızda fikir yürütmesine yol açıyorsa eşimiz de aynı şekilde insanların bizimle ilgili düşüncelerini etkiler. Hepimiz -erkek veya kadın olsun- beğendiğimiz kişinin eşini merak ederiz. Çünkü o kişinin yaptığı seçim onunla ilgili beğenimizi arttırır ya da azaltır.
Eğer eşimizi kendi isteğimiz dışında başkalarının etkisiyle ya da tesadüfen seçmediysek gerçekten de eşimiz bizi yansıtır. Zaten eşler arasındaki yakın ilişki bir süre sonra onları birbirine benzer bir hale getirecektir. Hayatımızda anne babamızdan daha fazla eşimizle beraber olur, onunla paylaşımda bulunur ve zamanla da birbirini yansıtan aynalar olmaya başlarız.
Evlilik o kadar uzun soluklu bir ilişkidir ki, kişiliğimiz ister istemez bu ilişkiden etkilenir. Evlilik eşler için zenginleştirici ve geliştirici olabileceği gibi gelişimi duraksatıcı, hatta geriletici bir nitelikte de olabilir. Bunu anlamak için evliliğin yapılış amacına bakmak çok önemlidir. Evliliğin temel mantığında salt yaşının gelmesi nedeniyle evlilik olgusunun yerine getirilmesi olursa o evlilik eşler için geliştirici olamaz. Eşlerden biri veya her ikisi de bu mantıkla evlilik yaparsa kişiler kendi bireysel hayatlarından taviz vermemek için ellerinden geleni yapar ama bir yandan da evliliğin getirdiği avantajlardan (bir yuva ve çocuk sahibi olmak gibi) yararlanmak isterler. Ayrıca kişinin sadece kendisi için yaptığı bir evlilikte eşinin de kendi istediği yani hayal ettiği gibi olması şarttır, çünkü kişi evliliği bu beklentiye göre ve bencilce yapmıştır. Ve zaten kendisinin karşı tarafa ne vereceği değil karşı tarafın kendisine ne vereceği önemlidir. Tabi bu mantıkla yapılan bir evlilikte aile bireyleri kendilerini yeterince geliştiremez ve birbirinden kopuk, herkesin kendine ait bir dünya kurduğu aileler ortaya çıkar.Aile terapisi için başvuran çiftlerin büyük bir çoğunluğu karşı tarafı tanımadan sadece kişinin kendi beklentilerinden ya da aradığı şartların olup olmamasından yola çıkılarak yapılmış evliliklerdir. Örneğin çiftlere karşı tarafın nasıl olmasını istedikleri sorulduğunda eşlerinin sahip olduğu özellikleri yok sayarak yapılmış tanımlamalarla karşılaşmaktayız. Evlilik kararı alınırken kişilik özelliklerinden ziyade maddi şartlar ya da avantajlar önplanda tutulduğundan kişilik uyuşmazlıklarından kaynaklı sorunların yaşanacağı akla bile gelmemekte, evlilik gerçekleştikten sonra sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yukarıda arkadaşlık örneğini verdik, nasılki her insan karşılaştığı herkesle arkadaşlık kuramayacağı gibi her insan karşılaştığı herkesle evlilik de yapamaz. Ayrıca belirtilmesi gereken bir nokta daha vardır ki oldukça önemlidir.
Ancak kişilerin gelişimlerini sürdürdüğü evlilikler de vardır. Bu tür evlilikler hayatımızdaki kalıcı dostluklar gibidir.